|
![]() |
|||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
İncil'de cennet sevincinden şöyle bahsedilir: O gün sevinin, coşkuyla zıplayın! Çünkü gökteki ödülünüz büyüktür... (Luka, 6. bölüm, 23)
İncil'in bir başka yerinde ise çok az kişinin cennete layık olacağından söz edilir: Biri ona... "Kurtulanların sayısı az mı olacak?" İsa oradakilere şöyle dedi: "Dar kapıdan girmeye gayret edin. Size şunu söyleyeyim, çok kişi içeri girmek isteyecek, ama giremeyecek. (Luka, 13. bölüm, 23-24) İmanın kazandırdığı akıl ve vicdanla, cenneti gereği gibi düşünebilen bir kimse, manevi derinliği ölçüsünde de bu nimetin farkında olarak yaşayacaktır. Cennetin önemine, hiçbir şeyle kıyas olmayacak değerine dikkat çekilen hadislerden bir kısmı şöyledir: Cennetten bir kamçılık yer dünya ve içindekilerden hayırlıdır. [Ramuz el-Ehadis-1, s. 132/9] Cennette, yay kadar bir yer, Güneş'in üzerine doğduğu veya battığı şeyden (dünyadan) daha hayırlıdır. [(Buhari, Müslim, Tirmizi), Kütüb-i Sitte-14, s. 429/2] Kitap boyunca Kuran ayetlerinden ve hadislerden tariflerle değindiğimiz gibi, cennete ait herşey dünyadakilerle kıyas olmayacak kadar mükemmeldir. Cennetteki bu üstünlük, kusursuzluk insanın dünya hayatı boyunca arayışı içinde olup, yaşayamadığı bir güzelliktir. Dolayısıyla cennete özlem duymak ve ona layık olabilme umudunu hissedebilmek ve Rabbimiz'in cennet vaadinin neşesini yaşamak ayrıca çok büyük bir nimettir.
![]() ![]() (Vakıa Suresi, 28-29) ![]() ![]()
Cennetteki Güzel Kokular Güzel koku Allah'ın insanlara sunduğu çok büyük bir nimettir. Fakat dünyada en güzel kokunun bile etkisi çok kısa süre devam eder. Koku moleküllerinin havada dağılması ve burnun da bir süre sonra bu kokuya alışması bu nimetten alınan zevki sınırlı hale getirir. Dolayısıyla kokunun güzelliği kadar etkisinin kalıcılığı da önem taşır. Peygamber Efendimiz (sav) hadislerinde cennetteki kokuların güzelliğine ve etkisine şöyle işaret etmiştir: Ehli cennet kadınlarından bir kadın yeryüzüne baksa, misk kokusundan yeryüzü dolar ve yüzünün nuru Güneş ve Ay'ın ziyasını bastırırdı. [Ramuz el-Ehadis-2, s. 355/5] Eğer bir huri parmaklarından birini dünyaya gösterse (yer-gök ehli) her can sahibi, onun kokusunu duyardı. [Ramuz el-Ehadis-2, s. 355/4] Cennetin kokusu beş yüz yıllık yerden duyulur. Cennetin bu kokusunu ahiret ameli ile dünyayı talep eden kimse duyamaz. [Ramuz el-Ehadis-1, s. 292/3] Peygamberimiz (sav) "... gıdalardan kokuların en hoşu, en güzeli hasıl olur." hadisiyle de cennet yiyeceklerinin kokularındaki güzelliği haber verir. [Kütüb-i Sitte-14, s. 448/3]
Yiyeceklerin lezzetini almamızda kokunun çok büyük payı vardır. Örneğin pişen bir kakaolu kekin cazip bulunmasının sebebi, etrafa yayılan kakao ve vanilya kokusudur. Aynı şekilde ızgarada pişen etten, portakaldan, domatesten, kahveden ya da bir başka yiyecek ve içecekten zevk almamızdaki sebeplerden biri bu yiyecek ve içeceklerdeki kokudur. Koku duyumuz olmasaydı yediklerimizi birbirinden ayırt etmemiz, her birinden ayrı ayrı lezzet almamız da mümkün olmazdı. Bu bakımdan kokunun, lezzete yönelik nimetlerden alınan zevki tamamlayıcı bir yönü vardır. Cennetteki kokuların güzelliğinden bahsedilen diğer bir hadis ise şöyledir: ... Derken şimal (kuzey) rüzgarı eser de onları yüzlerine ve elbiselerine en güzel koku nevilerini serper. [Tezkireti'l Kurtubi, s. 325/562] Bir hadiste de kokusu ile dikkat çekilen bitkilerden şöyle söz edilmektedir: Muhakkak ki kına (boyası ve kokusu) cennet kokularının reisidir... Allah Teala cenneti yarattığı zaman onu (güzel) fesleğen kokusu ile kuşattı, fesleğeni de kına (kokusu) ile çepeçevre kuşattı... [Tezkireti'l Kurtubi, s. 342/619] Hadislerde bahsedilen fesleğen güzel kokusu ile bilinen bir bitkidir. Ancak bizim bildiğimiz, tanıdığımız kokular da cennette çok daha farklı, çok hoşumuza gidecek şekildedir. (En doğrusunu Allah bilir.)
Ayrıca cennet ortamındaki kokular insanlara zevk veren birer nimet olmaları amacıyla yaratıldıklarından dünyada sıkça muhatap olduğumuz rahatsız edici kokuların hiçbiri orada olmayacaktır. Bu tür kokular insanlara dünyanın eksikliklerini hatırlatan, onların cennet ortamına özlem duymalarına vesile olan dünyaya has kusurlardır. Cennette bu tür eksiklikler ortadan kaldırıldığı gibi insan ruhunun zevk alacağı hoş kokular her yanı kuşatacaktır. Nitekim Peygamberimiz (sav) bir hadis-i şeriflerinde cennet için; "... Her tarafından güzel kokular dalgalanmaktadır..." şeklinde bildirmişlerdir. [Ramuz el-Ehadis-1, s.170/1] ![]()
Cehennemden Kurtulmuş Olmanın Sevinci: Kuşkusuz cennet nimetlerinin her biri ayrı ayrı çok mübarek ve değerlidir. Özellikle cehennemin varlığı, cennet ehlinin bu nimetlerden aldıkları zevki kat kat artırır. Çünkü ahirette cennet ve cehennem dışında insanların gideceği başka bir yer yoktur. Dolayısıyla Allah'ın cennetine kabul etmediği bir kişinin gideceği yer cehennemdir. Allah dünyada insanlara iyi ile kötüyü, güzel ve çirkini, olumlu ile olumsuzu aynı anda göstermektedir. Bu da iman edenlerin kıyas yapmalarına ve güzellikten aldıkları zevkin artmasına vesile olmaktadır. Cennette de Allah, istedikleri takdirde cennet ehline, cehennemdekilerin durumunu göstererek, onların cennetten aldıkları zevki artırabilir. (En doğrusunu Allah bilir.) Nitekim cennet ehlinin cehennem azabından Allah'ın rahmetiyle kurtulmuş olmalarından duydukları sevinç bir hadiste şöyle haber verilir: Cennet ehlinden herkes cehennemdeki yerini görür de "Ya Allah bana hidayet vermeseydi?" der ve bu ona şükür olur... [Ramuz el-Ehadis-2, s. 342/1] Müminlerin içinde bulundukları bu büyük rahmeti ve nimeti haber veren bir diğer hadis şöyledir: ... Cennete girip, cehennemden kurtulmak, nimetin tamamındandır. [Ramuz el-Ehadis-2, s. 449/6]
Cennet ehlinin bu sevinçleri Kuran'da şöyle haber verilir: ... Derler ki: "Bizi buna ulaştıran Allah'a hamd olsun. Eğer Allah bize hidayet vermeseydi biz doğruya ermeyecektik. Andolsun, Rabbimiz'in elçileri hak ile geldiler." Onlara: "İşte bu, yaptıklarınıza karşılık olarak mirasçı kılındığınız cennettir" diye seslenilecek. (A'raf Suresi, 43) Ayrıca müminlerin istediklerinde cehennem ehlinin ibretlik durumunu, dünyada yaptıklarına nasıl bir karşılık aldıklarını görmeleri de mümkündür. Allah Kuran'da cennet ehlinin cehennem ehli ile konuşmalarını şöyle bildirir: Onlar cennetlerdedirler; birbirlerine sorarlar. Suçlu-günahkarları; "Sizi şu cehenneme sürükleyip-iten nedir?" Onlar: "Biz namaz kılanlardan değildik" dediler. "Yoksula yedirmezdik. (Batıla ve tutkulara) Dalıp gidenlerle biz de dalar giderdik. Din (hesap ve ceza) gününü yalan sayıyorduk. Sonunda yakîn (kesin bir gerçek olan ölüm) gelip bize çattı." (Müddessir Suresi, 40-47)
|
|
|||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
![]() |
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |