ESMA-YI HÜSNANIN SIRLAR BAHÇESİNDEN...
GİRİŞ I
Esma-yı hüsna Yaratıcının zatını ve sıfatlarını belirten çeşitli kutsi kelimelerdir. Kutsal kaynaklarda geçen esmaların toplamı doksan dokuzdur. Bu adların dışında da Allah'ın binbir adı olduğunu söyleyen keşif ehli evliyalar olmuş. Esma-yı hüsna Allah'ın vahiy ve ilham yoluyla nebilere ve has zümrelere bildirdiği zat ve sıfat adları olarak da görülebilir.
ESMA-YI HÜSNALARIN VAZİFELİ RUHANİLERİ VAR...
Esma-yı hüsnanın Allah tarafından"görevlendirilimiş" ruhanileri var. Bunlar cinniler, melekler taifesinden de olabilmektedir. Esma-yı hüsnadan herhangi biriyle yoğun olarak Allahı zikredenlere o esmanın görevlileri olan ruhaniler yardıma gelirler. Bunlar cinniler, melekler taifesinden de olabilirler. Hiçbir esma-yı hüsna yok ki onun görevli ruhanileri olmamış olsun. Bu Kuran-ı Kerim ayetleri ve süreleri için de geçerlidir.
RUHANİLER ESMA-YI HÜSNALARLA DÖNÜŞÜRLER...
Ruhaniler esma-yı hüsnanın sırrına mazhardırlar. Kendi yaşam kanunlarında Allah'ın dilediği sınırlar çerçevesine çıkmadan değişip dönüşebilmeye ruhanilerin selahiyetleri var. Kendi hayat kanunlarının dışına çıkmak için kullandıkları çeşitli kelimelerle şekilden şekile girebilirler. Bunun için de çok ağır bir bedel öderler. Değişip dönüşümün kanun dairesini zorladıklarında bu onların sonu olur. İnsan, kuş, kelebek, böcek, yılan, örümcek, kedi, keçi vb. hayvanların şekline girebilirler. Genellikle hiç beyazı olmayan kedi ve köpek; şeytani cinnilerin görselliği, tecellisi olarak kabul edilir.
RUHANİLER ELDE EDİLEBİLİR...
Sufizm yolundaki velilerin, evliyaların emrinde bulunan ruhaniler vardır. Allah, ihlasla kendini anan sufilerden çoğuna armağan olarak ruhaniler verir. Kimileri bunların farkında olur kimileri olmaz. Ruhanilerden birini elde edenler sonsuz sevinç içinde kalırlar. Elde edilen ruhaniler dünya ve ahirette yardımcı olurlar. Kur'anda ve esma-yı hüsnanın sır bahçelerinde onları elde etme, onlardan yararlanma yolu açık bırakılmış. Esma-yı hüsnalardan usulünce yararlanırsa ruhanilerle iç içe olunabilinir. Hatta onlar istihbaratta, tıpta, iletişimde ve benzeri sahalarda kullanılabilir.
BİAT ALMADAN, İZİNSİZCE ESMAYLA RİYAZET YAPMAK TEHLİKELİDİR...
Sufizm okullarından selahiyetli bir gavsın ya da insan-ı kamilin elinden biat almadan esma-yı hüsnayı çalışanlar kendi başlarına riyazet yapıp ruhani alemleri fethi amaçlayanlar cinni şeytanların ağına düşerler. Onlara yem olurlar. Sufizm yoluna girerek biat almayanlara esma-yı hüsnanın ruhanileri de asla gelmez. O yollara girmeden velayet elde etmek tehlikeli sonuçlar doğurur. Biatsız esma-yı hüsna çalışanların, kendi başlarına riyazetler yapanların çoğu ya yoldan saparlar ya da cine şeytana maskara olan zavallı birer medyum olurlar. Esma-yı hüsnayla riyazet yapmak için selahiyetli birinden icazet almak gerekir, aksi halde çok tehlikeli sonuçlar ortaya çıkabilir.
HAFTANIN GÜNLERİNE BAKAN VAZİFELİ RUHANİLER VAR...
Sufizm yolunun havassına mazhar kimi evliyalar vardır: Ahmed Ziyaüddin Gümüşanevi, Muyyiddin İbn-i Arabi, İmam Ahmet Bin Ali El-Buni Hazretleri, İmam Yafii gibi... Bunlar, haftanın günlerine bakan ruhanilerin varlığına işaret etmişler, onların çağrı dualarını ve sırlarını açıklamışlardır. İmam Yafii Hazretleri yedi günün ruhani vazifelilerinin adlarını o günün esmasını ve harfini vererek büyük sırra dikkat çeker. Bu yedi harften herbiri haftanın bir gününe denktir. Pazartesinin harfi "şın" dır. O günün esma-yı hüsnası "Şakir" adıdır. Pazartesinin ruhani vazifelisinin adı "Cebrail Aleyhisselam"dır.Salı gününün harfi "ze"dir. Esma-yı hüsnası "Zekiyyu"dur. Ruhanisinin adı "Semsemail Aleyhisselam"dır. Çarşambanın harfi "zı"dır. Esması "Zahir"dir. Ruhanisi "Mikail Aleyhisselam"dır. Perşembe gününün harfi "se"dir. Esması "Sabit"tir. Ruhanisi "Sarfiyail Aleyhisselam"dır. Cuma gününün harfi "cim"dir. Esması "Cebbar"dır. Ruhanisi "Anyail Aleyhisselam"dır. Cumartesinin harfi "fe"dir. Esması "Fatır"dır. Diğer günlerdeki butün ruhaniler bu güne tasarruf ederler, özel bir ruhani adı yoktur. Pazar gününün harfi "hı"dır. Bu günün özel bir duası vardır. Ruhanisi "Rukıyail Aleyhisselam"dır. Haftanın yedi günü için öngörülen harflerin yedi adet olması, bu harflerin Fatiha Süresinde geçmemesi ism-i azamın yedi sayısının sırrını kapsaması ve belirtilen yedi harfin tamamının En,am Suresinde geçmesi oldukça düşündürücüdür...
ESMA-YI HÜSNAYI ÇALIŞMA YOLLARI...
Esma-yı hüsnayı çalışmanın çok değişik yolları vardır. En büyük sır da esma-yı hüsnanın ebcet sayısınca anılmasındadır. Bir başka yol da esma-yı hüsnanın ebced sayı değerini kendisiyle çarpıp çıkan sonuç kadar onu anmaktır; bu durum ism-i azam gibi bir şeydir ve bunda çok büyük bir sır vardır. Asıl sır buradadır. Sözgelimi "Allah" esmasının ebcetsel sayı değeri altmış altıdır. Altmış altıyı kendisiyle çarparsak dört bin üçyüz elli altı rakamına ulaşırız. İşte Allah esmasını bu sayı kadar anmakta çok azemetli sırlar vardır. Bu sayıların esma-yı hüsnaya müvekkel olan ruhaniyi yaklaştırma gibi esrarları vardır. Sufizm yollarına biat eden müritler özellikle mürşitlerin önerdiği virtleri yaparak seyr-i süluk ederler. Dilerlerse hoşlarına giden herhangi bir esmayı şefaatçi ve vasıta kılarak amaçları için çalışabilirler. Sufizm yoluna biat eden kimseler esma-yı hüsnadan dilediklerini çalışmaya ruhsatlı sayılırlar; çünkü onlar esma yoluna bağlanmış has bir zümredirler. Esma-yı hüsna çalışılırken abdestli olunmalıdır. İlk önce gözler kapatılmalı yavaş yavaş vucut gevşetilerek yoğunlaşılmalıdır. Tamamen düşüncelerden arınıp kendini yok olmuş bilerek hatta evreni de yok bilerek çalışılan esma seri bir şekilde okuyanları amaçlarına ulaştırır. Esma, güneşe benzeyen bir nur gibi düşünülüp o ışık altında kalındığı fikredilerek çalışılmalıdır. Yoğunlaşmayı başaranlar korkunç bir zafer kazanırlar. Esmaların bütün yararlarına çok seri bir şekilde ulaşırlar. Esmaları böyle çalışmak gerekir. Gaflet ve vesvese içinde yapılan zikrin sevaptan başka bir yararı yoktur.
Her esma ebcetsel sayı değeriyle şifrelenmiştir. Bu sayılarda mucize sırlar vardır. Ebcetsel sayı değeriyle verilen herhangi bir esmayı, tekrar aynı sayıyla çarpıp çıkan sayı değerince eksik fazla olmadan anmakta, söylemede ism-i azam sırları vardır.Bu sayı bereketiyle ruhani alemlerin kapıları açılır ve esmanın sırları ortaya çıkar. Nasıl ki bir anahtarın küçük bir dişlisi olmadan kapılar açılmıyorsa bunun gibi esmayı belli bir sayı düzeninde çalışmamak da aynı sonucu doğurur. Yıllar geçse de hiçbir sır açığa çıkmaz. Her esma sayısal bir mucizedir, gayp kapılarının kildidir. Kapalı kapıların açılması için de esmanın ebcetsel sayısal değer çok önemlidir.
ESMA FITRATA, AMACA UYGUN OLMALIDIR...
Her insan esmaya mazhar yaratılmıştır. Nasil ki parmak izleri ve yüz ayrı ayrıysa aynen öyle de her insanın yaratılışında esma faklılığı vardır. Kimi Rahman, kimi Vedüd, kimi Muhyi ,kimi de Celil fıtratlıdır. İnsanların anlaşmazlıklarının temelinde de esma farklılığı vardır. Çalışılan esma amaca uygun olmayınca beklenen yararlara ulaşılmaz. Sözgelimi bir insan düşünün vesvese onun kaderi olmuş adeta... Hergün vesveseden ölüyor. Bu insan, "Ya Rauf" çalışırsa ne olur? Amacına ulaşmamış olur. Çünkü Rauf esmasının vesveseyi izaleye dahli yoktur. Esma-yı hüsnanın her biri ayrı ayrı tecelliye sahiptir. Bir tecelli diğerine karışmaz. Vesveseden helak olanların çalışması gerekli olan esma "Ya Kuddüs" dür. Çünkü bu esma vesveseyi yakıp yok eden her türlü kiri pası temizleyen bir tecelliye sahiptir. Yine bir insan düşünün nereye gitse ne yapsa hep hakarete maruz kalmaktadır. Evde, sokakta, işte hep aşağılanmaktadır. Bu insan "Ya Hayy" çalışmaya başlarsa ne olur? Amacına uygun bir esma seçmiş olmaz. Yine, her yerde horlanıp durur. Oysa böyle biri "Ya Aziz" esmasını çalışsa bunu da ebcetsel sayı çarpımıyla yapsa kırk gün geçmeden izzetli, el üzerinde tutulan biri haline gelir. Bu, doğru çektiği esmanın tecellisi neticesinde açığa çıkan bir şeydir. Sufilerin seyr-i sülukta başarısız olmalarının temelinde de fıtratlarına uygun esmayı çalışmamaları yatar. Sözgelimi bir sufinin yaratılış fıtratı; atak, girişimci, tuttuğunu koparan dışa dönük olsun. Bu sufi "Ya Halim" çalışırsa fıtratına aykırı bir esma seçmiş olur. Bu sufi "Ya Seri'u" çekse seri bir şekilde yol alır. Hayret edilecek sonuçlar ortaya çıkar. Her gıda her insana yaramadığı gibi, her esma da herkese yaramaz. Esmaların hepsi şifalı ilaçlara benzerler. Ama insan kendi hastalığına uygun ilaç alıp doğru esmayı çekebilmelidir... Aksi halde beklenen yararlara ulaşılamaz. Eğer sizin düşmanlarınız çoksa ,her gün birileri size sataşıp duruyorsa yüz milyon defa "Ya Rezzak" çekseniz ne olur? Hiçbir şey... Çünkü bu esma, düşmanlara karşı bir tecelli açığa çıkarmaz. Sadece helal rızk getirir, hepsi bu... Ama "Ya Muntakim" diye zikrederseniz daha bir kaç hafta geçmeden düşmanlarınızın herbiri müthiş bir felakete düşüp sille yer. Bunu da "Muntakim" esmasının tecellisi yapar. İnsan ihtiyaç sahibidir ve hastadır. Esmaların hepsi de birer şifalı ilaçtır. Bir insan gereksinimine göre değişik değişik esmalar çalışabilir. Özellikle Sufizm yollarına biat edenler özgüven içinde diledikleri esmaları çalışabilirler. Bu, onlara verilmiş birer icazettir, ruhsattır. Bunu, çok iyi anlamak lazım... Hiçbir insan yok ki Kur'anda kendine bakan bir süre ayet olmasın; hiçbir insan yok ki esma-yı hüsnadan kendine bakan bir esma olmasın... Bir insan kendi yaratılış fıtratına uygun düşen esmayla çalışmazsa yıllar geçse de hiçbir ilerleme sağlayamaz. Kul samimi olursa Allah bunu gönlüne ilham eder... Kalbi dinlemek kadar güzel bir şey yoktur. Kalp Allahı yansıtan bir ayna... Kalp ilahi sırra açılan bir pencere...
ESMA-YI HÜSNALARI ÇALIŞMA ZAMAN DİLİMİ...
Esma-yı hüsnayı hangi amaç için çalıştığımıza bağlı olarak zamansal sınır da değişir. Sözgelimi Sufizm yoluna bağlı biriyseniz mürşidinizin size tarif ettiği dersi ölene kadar yapmalısınız. Ama özel amaçlar içinse, sevgi, ilim, rızk, başarı, hastalık, sihir, düşmanlıklar, rüya, yakaza ve benzeri 7,14,21,40 günle 150 gün arasında bu çalışmalar değişebilir. Yani yedi günle altı aylık zaman dilimi arasında bu esmalar zikredilebilir. Bu çalışma amaca ulaşıncaya kadar da sürdürülür... En etkilisi de esma-yı ilahinin ebcetsel sayı değeriyle esmayı zikretmektir. Sözgelimi "Hayy" esmasının ebcetsel sayı değeri 18'dir. Bu esmayla özel bir dua planlanıyorsa 18 gün buna devam etmelidir. Yine "Ya Basıt" esmasının ebcetsel sayı değeri 72'dir. Yetmiş iki gün boyunca bu sayıda esmayı anmak ruhu sevinçlere boğar. Sırlar açığa çıkar. Böyle bir usul de vardır. İnsanlar, birbakıma esmanın ışınlarına aşık olarak yaratılmışlardır. Bir insan hangi esmaya aşık oluyorsa, ona büyüleniyorsa kalbinde onun sıcaklığından esin varsa o esmayı seçmelidir. Dilerse bir halife bunun tersini söylesin... Bunda büyük bir bereket ve sır vardır. Kalbin sevmediği, aşık olmadığı esma yol aldırmaz sadece sevap getirir... Ya aşık olunan esmalar öyle mi? Onlar ruhumuzu aşkla ışınlayacak bir nurdur. Ruh, esmanın aşkıyla, ondan aldığı ışınla büyür ve gelişir. Ruh gereksinim duyduğu esmaları çok iyi tanır. Ona karşı gizliden bir aşk yönelimi sergiler. Ruhun sevgilisi ve aşkı olan esmayı; ledüne sahip olan kimi veliler bilip söyleyebilirler. Bu çoğunlukla olası olmadığına göre en doğrusu Allah'a yakarıp dua ederek kendine yararlı olacak ve mürşitlik edecek esma-yı hüsnayı Ondan istemektir. Bir hafta kadar samimi kalple dua edildiğinde Allah'ın esma-yı hüsnaları sırasıyla yavaş yavaş okunmaya başlanır. Ruh, kimi esmalar okunurken aşktan çıldırır, onu ister... İşte o esma mühim bir mürşit olabilir ve çalışan hakkında ism-i azam hükmüne geçebilir. Gelinen konaklara göre de bu esma aşkı zaman içinde başka başka esmalara kayabilir. Bu da çok doğal sayılmalıdır. Bir sufinin "Rahman" esmasına aşıkken bir zaman sonra "Fettah"a aşık olması bereketli bir şeydir... Esmaları sevmede ruhun gereksinimi, ilahi esin yelleri, yaratılış sırrı çok önemlidir. Esma çalışmadan yana hiç kimse bir esmayı çalışmaya karşı sık boğaz edilmemelidir. Severek yapılan her şey güzeldir...
GİRİŞ II
ESMANIN RUHANİLERİYLE BULUŞMAK...
Her esmanın "huddam" denilen ruhanileri "vazifelileri vardır. Bunlar bir esmanın ebcetsel sayı değeri kadardırlar. Sözgelimi "Azim" esmasının ebcetsel sayı değeri 1020'dir. İşte bu esmaya vaziyet eden bin yirmi adet azametli ruhani vardır. Bin yirmi meleğin emrinde de bin yirmi ruhani ya da cinni vardır. Ruhanilerden, cinnilerden, meleklerden oluşan bu görevliler esmanın tecellisine uygun bir esinle zikredene yardımcı olurlar. Zikreden esmaya aşıksa ve bunu aşkla yapıyorsa özellikle ebcetsel sayı değerine dikkat ediyorsa esmanın ruhanileri gelmeye başlarlar. Gece boyunca onunla irtibata girmeye çalışırlar. Ruhuna vücuduna evine bakışına sesine sinerler. Bu Sufizm yoluna biat etmenin özel bir kazanımıdır. Biat etmeyenler için bu ledün nimetleri kapalıdır. Sufizm yolu dışında kalanların huddamlarla görüştüklerini sanmaları sadece bir yanılgıdır. Onlar cinni şeytanların oyuncağı olurlar. Bütün medyumlar da öyledirler. Tarikat sahasına biat edenler Allah tarafından korunma altında olurlar. Elde ettikleri de o dairenin ledünni bereket sırları olur. Bütün esmalar Allah'ın rızası, amaçlar, vesile ve vasıta kılınmak için yapılmalıdır. Her şeyin başı ihlastır. Allah'a, bir esmada aşık olana bütün ruhaniler de aşık olur. O dilemese de Allah kendini anan kulunu dilediğine sevdirir. Esma bitikten sonra "Yüce Allahım bu esmanın ruhanilerini bana musahhar kıl ve işlerime yardımcı ver." diye dua edene Allah tehlikesiz bir şekilde ruhanileri yollar. Ona yardımcı olmak için akın akın gelirler. Bu ise dehşet bir lütuftur. Bir sufinin o sahayı merak etmemesi Allah'ın açtığı böyle bir kapıyı yok sayması sadece cehalettendir. İnsan sünnet ve kuran dairesinde kalıp Allah'ın verdiği her türlü nimetten yararlanmalıdır. Bunu yaparken de yalnızca Allah'a dayanmalı ona yönelmelidir. Allah ruhanilerle bir sufiyi buluşturmuşsa bu çok özel bir sır olarak kalmalıdır. Aksi halde sırrı söylemek kimi zaman o sırrı bir daha görmemeye neden olabilir. Bu da acı olarak yeterli olan bir şeydir. Sufilerin çoğu ruhani daireye sırt döndükleri için elli atmış yıl sonra bile yerlerinde sayıp kalmışlardır. Allah'ın özel olarak her esmaya atadığı ruhaniler kimi cahil ve softa müritlerce iyi gözle görülmemektedir. Onlardan uzak kaldıkları için de yerlerinde sayıp durmaktadırlar. Öyleyse esmaların ruhanileriyle buluşmak onları yardımcı olarak istemek için dua etmeli Allah'a yakarmalıyız. O dünyanın nimetleriyle Allah bizi buluşturmuşsa bunu örtüp gizlemeli sinemizde ötelere götürebilmeliyiz... Kim ki hak bir tarikata intisap etmemiştir, hak bir mürşidin elinden biat almamıştır, onun esmaların ruhanileriyle buluşması yardımlaşması sadece bir zan ve hayaldir. O kapı kapalıdır. Esmaların ruhanileriyle buluştuğunu sananlar da cinni şeytanların maskarası, kuklası olan zavallılardır... Ruhanilerle buluşmak için İmam Ali Hazretleri Celcelütiyesinde Allaha yakarır... Emrine ruhani ifritler vermesini diler... Aynı dilek Nakşibendi tarikatının kurucusu İmam Bahaüddin Nakşibent hazretlerinin Evrad-ı Bahaiyye Azimetinde açıkça görülebilir. İmam Ahmet Buni,İmam Yafii, Seyyit Emir Sultan gibi binlerce evliya bu sırları içeren ledünni bilgiler aktarmışlardır. Yani ruhu ergin olana, bu yollar, Allah'tan esmanın ruhanilerini kendine musahhar edilip yardımcı verilmesini dilemek, ism-i azam sırlarındandır.
DUA İÇİN UYGUN ESMALAR SEÇİLMELİDİR
Dua bir müminin kulluk borcudur ve onun sonsuz gücüdür. Dua her şeyin sahibi olan Allah'ı hatırlama ona yakarmadır. Dua inanarak yapılırsa kaderi bozar. En tehlikeli hastalıklar bile inanarak yapılan duayla yok olup gider. Duada çok büyük sırlar var. Dua için başta bir miktar estağfurullah çekilmeli (70), sonra da efendimize salatu selam getirilmeli (11), ardından neye ihtiyacımız varsa o esma ya da esmalar seçilmelidir. Sonra da esmanın ebcetsel sayı toplamınca lailahe illallah demeli, esmayı çekerek Allah'a yakarmalıdır. Dua için uygun esma bulunursa seri bir şekilde sonuç alınır. Esma ve dua bitince yine bir miktar istiğfar çekilir, bir miktar selatu selam söylenir. Ardından fakire bir miktar sadaka verilir. Sözgelimi vesveseyle helak olan biri yetmiş istiğfar, on bir selavattan sonra Kuddüs esmasını ebcetsel sayı değerince 170 defa "Lailaheillallahul Kuddus" çekip vesveseyi Allah'tan yok etmesini dileyip" buna kırk gün kadar devam etmelidir. Vesvesenin nasıl söndüğüne tanık olunacaktır. Hasta olan biri yine başta 70 istigfar, 11 selavat çekip niyet ederek 422 defa "lailahe illallahul Şafi" virdini kırk gün çekip Allah'a yakarırsa şifa bulacağı vesileler önüne çıkar.
DUA ve ESMA YOĞUNLAŞILARAK YAPILINCA ETKİLİ OLUR...
Dua ya da tarikat virtleri inanarak, yoğunlaşılarak yapılmadığı zaman beklenen yararlar ortaya çıkmaz. Dua edecek olan kişi haram lokma yememeli, gıybet etmemeli ya da dinlememelidir. Bu arada dinde icat edilen bidat muamelelere girmemeli, buna taraftar olmamalıdır. Şans oyunlarından, faizden, kalp kırmaktan uzak durmalıdır. Dua zamanı için yatsı sonrası ya da sabah namazı farzıyla sünneti arası kırk gün aksatılmadan duaya devam edilmelidir. Dua edecek kişi ilk önce temiz bir elbise giymeli abdestli olarak kıbleye karşı oturmalı birinci aşamada gözler kapalı bir şekilde kalbinde dünyaya ait ne varsa ondan uzaklaşılmalıdır. İkinci aşamada kendisini ölmüş bilip toprağın altında mahvolmuş, şanı şöhreti gitmiş şekilde düşünmelidir, buna da beş dakika devam edilmelidir. Sonra Allah'ın nurunu tecellisini sağanak sağanak yağan bir yağmur gibi düşünüp kendini de o yağmur altında ıslanıyor diyerek fikrederek yetmiş istiğfar, on bir selavat söylenip niyet edilerek "Lailahe illallah" zikriyle ihtiyaç duyulan dua esması ebcetsel sayı değerince söylenip bu isimler şefaatçi ve vasıta kılarak dua edilirse daha yedi gün geçmeden güzel sonuçlar ortaya çıkar. Bu muameleye kırk gün kadar devam edilmelidir. Dileyen vekaleten birine de dua ettirebilir. Duanın sonunda bir miktar sadaka fakire verilmeli ve sabra çekilerek dua sonucu beklenmelidir. Allah duayı üç türlü kabul eder: Ya isteneni verir. Ya isteneni vermez daha hayırlısını verir. Ya da duayı ahiret hesabına kabul eder. Gerekirse bu muamele tekrarlanır, duada ısrarlı olmak gerekir. Allah duaya mutlaka icabet eder. Tarikatlardaki sufilerin yıllar içinde ilerleme göstermeden aynı yerde kaldıklarına sıklıkla tanık olunur. Kimi tarikat ehlinin yıllar sonra bile başladığı yerde kalması virtleri yukarıda belirtilen şekilde yapmamayla ilgilidir. İnanarak yoğunlaşarak yapılan dua ism-i azam sırrını açığa çıkarmada oldukça etkilidir. Tarikat ehili bir sufi yoğunlaşabildiği ölçüde yol alır. Yoğunlaşmak öte alemle irtibata geçmenin anahtarıdır. Ötelerle irtibata geçenlere fetih ve sır kapıları açılır. Aksi halde hiçbir ilerleme kaydedilmez. İsterse yetmiş yıl geçsin, her gün de yirmi bin esma çekilsin... Değişen hiçbir şey olmaz. Sadece virdin sevabı alınır hepsi bu... Yetmiş yıl önce nereden başlanmışsa yetmiş yıl sonra da aynı yerde kalınır. Bu durum Kur'an okunurken, namaz kılarken de geçerli olan bir muameledir. Velayet ya da dua kabulü çekilen esmanın tecellisinin açığa çıkması sırrıyla ilgilidir, bunun için de inançla yoğunlaşıp virtleri yapmak şarttır.
ESMA-YI HÜSNANIN EBCETSEL DEĞERLERİ ve SIRLARI...
Esmaların ebcetsel değeri oldukça önemlidir. Dua ve virt ufkunda esma çekileceği zaman ilahi sırları kapsayan sayılara çok dikkat edilmelidir. Esmanın ebcetsel sayı değerinden sonra “/” imiyle verilen rakamlar o esmanın ism-i azam sırrını açığa çıkaran sayılar olup oldukça önemlidir, bu sayılarda aklın kavrayamayacağı sırlar vardır. Esmanın ism-i azam sırrını açığa çıkaran sayılar bir topluluğa paylaştırılarak virt halinde yapılabilir. Sohbet için bir araya gelen topluluklar herhangi bir esmayı ism-i azam sırrını kapsayan ebcetsel sayıyla anıp dua etseler olağanüstü sırlar açığa çıkar. Sözgelimi Rahman esmasının ism-i azam tecellisini ortaya çıkaran sayı 88.804'tür, bu sayı hatme katılanlara taksim edilip paylaştırılsa ve hatim bitiminde bu esma şefaatçi ve vasıta kılınarak dua edilse tecelli sırları zuhur eder.
EN GÜZEL İSİMLER I
ALLAH
İsm-i azamdan zat ismidir.Bütün esmalar bu ismin birer sıfatıdır. Nefs-i emmarenin ıslahı, kötü sıfatların yanması bu adla mümkün olur. Tarikatta bütün derece ve makamlar bu esmanın bereketiyle elde edilir. Bu mübarek ad bütün esma-yı hüsnayı içinde toplamaktadır. Bütün adlar bu addan türemiş ve bu ada sıfat olmuştur. Allah adını çokça anan kimseler nefis menzillerini seri bir şekilde geçerler ve oldukça heybetli olurlar. Öyle bir heybet elde ederler ki kimse yüzlerine bakmaya cesaret edemez. Ulvi ve sufili latifeler bu adın nuruyla olgunlaşır, nefis bu adın nuruyla olgunlaşıp insan-ı kamil olmaya başlar. Kadri ve Nakşi tarikinde seyr-i süluk edenler ilk önce bu esmaya talim ederler. Latifelerin ıslahı için bir günde en az beş bin Allah esması çekilmelidir. Aksi halde latifelerin ıslahı söz konusu olamaz. Tariklerde yol alınamaz. Cezbeler konağına adım atmada, yolları katetmede bu esma tecellisi oldukça etkilidir. Ebcetsel sayı değeri:66/4356
RAHMAN
Eşsiz bir merhamete sahip olan, merhamet tecellisinden her zerreyi sevinçlere gark eden demektir. Bu adı çokça okuyanlar eşsiz bir merhamete sahip olurlar. Heybetlerinden herkes çekinir. Rızk bereketine kavuşurlar. Çaresiz hastalıklara yakalananlar bu esmanın tecellisiyle selamete kavuşabilirler. Adları Abdurrahman olanlara bu adın çok büyük yararı vardır. Ebcetsel sayı değeri:298/88804
RAHİM
Ahirette rahmet tecellisiyle her mümini sevindiren demektir. Rahim adını anan kimseler dünya ve ahirette kesintisiz bir şekilde Allahın Rahmetine nail olurlar. Ellerinde olmadan çevredeki insanlara sevgi ve merhamet gösterirler. Rızk bereketine ulaşırlar. Bir nevi kendilerine gelen her türlü nimete karşı şükür halinde sayıldıklarından rızkları bollaşır. Bu esma, adı Rahmi olanlar için bir ism-i azamdır, onların her işi bu isimle ilgilidir. Esmanın ebcetsel sayı değeri:258/66564
MELİK
Her şeyin kuşatanı sahibi idare edeni anlamına gelir. Akıllı, bilgili insanlara, özellikle yönetici, öğrenci olanlara bu ad oldukça yararlıdır. Bu adın tecellisine gark olanlar, her şeyi idare etme hassası kazanırlar. Herkese heybetli ve vakarlı gözükürler. Her türlü kazadan felaketten emin olurlar. Anlama ve kavrama güçleri günden güne artar. Ebcetsel sayı değeri:90/8100
KUDDÜS
Bütün kirleri pasları temizleyen demektir. Cinlerin, şeytanın, nefs-i emmarenin vesvesesinden kurtulmak için bu esma oldukça etkilidir. Bu esmanın büyüleyici bir özelliği vardır. Kuddüs esmasının tecellisine mazhar olanlar mağaradan çıkan Ashab-ı Kehf gençleri gibi ilgi odağı olurlar. Her gören kendilerine büyülenir, adeta aşık olur. Evrende eko sistem halinde olan temizlikler yağmur, rüzgar, toprağa dönüşme ve benzeri hep Kuddüs adının tecellisiyle olur. Bu adın ruhanileri etkileme gücü vardır. Gayp alemlerinin açılması ,sıkıntıların giderilmesi bu esma tecellisiyle açığa çıkar. Bu esmayı çalışanlar "Subbuhun Kuddüsün Rabbuna ve Rabbül Melaiketi ve Ruh" duasını da çalışırlarsa gaybın sırları ortaya çıkmaya başlar. Bütün kötülüklerden korunurlar. Bütün kötü işler hayra dönüşür. Ruhaniler kendisini uyku uyanıklık arasında ziyaret ederler. Bu dua da Kuddüs esmasının ebcetsel sayı değerince okunabilir. Ebcetsel sayı değeri:170/28900
SELAM
Yaratılanları günahlarından arındırıp selamete ulaştıran demektir. Bu isim Rical-ı Gayp erenleri grubunda görevli olan üçyüz altmışların zikridir. Onlar bu adın tecellisiyle donanıp darda kalanları selamete çıkarmaya çalışırlar. Selam adının, cinnilerin saldırısına, şeytanların tasallutuna, fena insanların çıkışmalarına ve tehlikeli hastalıklara karşı dehşetli bir yararı vardır. Özellikle korku içinde kıvranıp duran her şeyden korkan insanlara bu ad çok büyük yarar sağlar. Bu ada devam edenlerde korkudan eser kalmaz. Hatta korkuyu inkar edecek duruma kadar gelirler. Koruyucu bir kalkan gibi olan Selam adını ananlar, semavi bir felaketle yaşamlarını yitirmezler: deprem, yangın, boğulmak, kaza ve benzeri... Selam tecellisi buna müsade etmez. Düşmanı çok olanlar bu adı anınca düşmanlarının her biri bir felakete uğratılır. Adı ananlar nerede olurlarsa olsunlar felaketlere maruz kalmazlar. Kalmışlarsa da kurtarılırlar. Bu ad cinleri mahveder. Psikolojik sorunları olanlar, cin saldırısına uğrayanlar bu ada devam ederlerse seri bir şekilde kurtulurlar. Cinler kendilerine kötülük etmeye yanaşamaz. Adeta zırha alınırlar. Bu büyülü ada devam edip cezbeye girenleri yılan, akrep sokamaz. Hatta kurşun bile işlemez. Kendilerine saldıran düşmanların tümü felakete uğrarlar. Tıpta çaresiz kalınan hastalıklardan kurtulmak için bu ad oldukça etkilidir. Adı çalışmaya ihlasla devam edenler her türlü tehlikeli hastalıklardan kurtarılırlar. Bu ad, Yasin süresinin "Selamun kavlen min Rabbin Rahim" ayetiyle çalışılırsa ortaya esrarlı tasarruflar meydana çıkar. Çok hayırlı neticeler alınır. Bu ayet (131,313,432,817) sayılarının herhangi biriyle okunduğunda olağanüstü haller ortaya çıkar. Bu da esmayı yapanın inancı ölçüsünde olur. Selam adı kurtarıcı bir rahmettir. Koruyucu bir zırhtır. Çok azametli bir isimdir. Selam esmasının ebcetsel sayı değeri:131/17161
EN GÜZEL İSİMLER II
MÜ'MİN
Azabından inananları mahlukatı koruyan örten demektir. Kendini kötü söz söylemekekten alı koyamayanlara, inanç bozukluğu içinde kıvranıp vesveseye düşenlere bu adın büyük yararı vardır. Nefse ve mala zarar gelmesinden korkuluduğunda bu ad anılmalıdır. Devamlı okuyanlar düşmanlara karşı korunurlar. Ayrıca dilleri yalandan muhafaza edilir. İsteseler de kötülük yapmaya yönelemezler. Her türlü hastaya şifa niyetiyle okunduğunda yarar sağlar. Ebcetsel sayı değeri:130/16900
MÜHEYMİN
Yoktan var ettiği mahlukatı gözetip koruyan demektir. Kalbin nurlanması için bu ad çok yararlıdır. Bu ad düşmanların sataşmasından, her türlü bela ve musibetin berterafında yarar sağlar. İlahi sırlar bu adın içinde gizlidir. Bu adı selim bir kalple okumaya devam edenlere olacak hadiseler rüya aleminde gösterilir. Yedi gün boyunca yatsı sonrasında samimi bir kalple beş bin defa bu adı ananlar neyi merak ediyorlarsa rüyalarında görebilirler. Yunus Aleyhisselamın balığın karnında bu esmayı zikrederek sahil-i selamete ulaştığı rivayet edilir. Ebcetsel sayı değeri:145/21025
AZİZ
İzzet ve şerefte hiçbir şeyde benzeri olmayan hep kadir ve galip olan demektir. Toplum içinde itibarlarını kaybedenler, evde, işyerinde onurlarını yitirmiş olanlar, korku içinde yollarını şaşırıp kalanlar bu adı anmaya devam ederlerse bütün bunlardan kurtulurlar. Rızkları yağmur gibi akıp gelmeye başlar. Evde sevgi ve huzur oluşur. Aileler ve hane halkı sevgiyle kaynaşmaya başlar. Bu esmayı çalışanlara kim kötülük etmeye yeltense korkunç bir belaya uğrar. Esmayı çalışanların düşmanları birer birer helak olurlar. Bu esmanın mucizesiyle hiç umulmadık yerden rızklar akıp gelmeye başlar. Aziz esmasını çalışanlar dostları tarafından oldukça sevilirler ve aranırlar. Zikre devam edenler dünya ve ahirette şerefli bir yere sahip olurlar. Mutlu bir yaşam sürerler. Esmanın ebcetsel sayı değeri:94/8836
CEBBAR
İstediğini yapan, mutlak hüküm sahibi olan, azameti karşısında her mevcudun küçük ve zelil kaldığı Allah demektir. Bu esmayı çalışanlar çok korkunç derecede heybetli olurlar. Üzerlerinde öyle bir heybet oluşur ki cinler ve insanlar hatta vahşi hayvanlar bile bu heybetten titrer çekinirler. Özellikle cinni ve insi düşmanları zelil perişan etmek için bu ad birebirdir. Bu esmaya devam edenlere hiçkimse bir kötülük dokunduramaz. Yapmaya kalkışırsa korkunç bir felakete uğratılır. Bu esmaya devam edenin düşmanları birer birer dostluk mesajları vermeye başlarlar. Esmayı zikredenden korkup çekinirler. Bu esmayı çalışanların emrine girmek için bütün yaratılmışlar can atarlar. Onun sözünü dinler ve yerine getirirler. Tutuklu olanlara, hapiste yatanlara bu ad bir kurtuluş vasıtası olabilir. Bu adın cezbesine ulaşanlar kime dikkatlice bakıp nazar etseler düşmanlarını felakete uğratırlar. Kendilerine cinniler tasallut olan kimseler bu adı anarlarsa cinnilerin iflahı kesilir. Esmaya devam edildikçe cinniler yanıp kahrolurlar. Tasallut oldukları insanı terkederler. Ebcetsel sayı değeri: 206/42436
MÜTEKEBBİR
Mutlak büyük ve ulu olan. Büyüklüğü, azametiyle sonsuz olan Allah demektir. Bu esma cinni ve insi düşmanları olanlara bir zırh gibidir. Günaha girmekten kendini alıkoyamayanlar bu esmaya devam ederlerse, dileseler de günahlara girmeye cesaret edemezler. Cinniler bu esmadan çok çekinirler. Mütekebbir esmasının tecellisi cinnileri mahvedip öldürebilir. Ruhani hastalıklara uğrayanlar bu adı anmakla büyük yararlar sağlarlar. Düşmanı çok olanlar bu ada devam ederlerse düşmanlarını tümü zelil ve perişan duruma düşer. Esmaya devam edenlerin sözleri herkes tarafından dinlenir. Bu adı ananlarda korkunç bir heybet oluşur. Öyleki hiç kimse onların yüzüne bakarak konuşmaya cesaret edemez. Bu adı ananların düşmanları korkudan mahvolurlar. Adı ananla dost olmak için fırsat kollarlar. Cinniler bu adı çalışana kötülük yapmak için yaklaşamazlar. Yanar helak olurlar. Esmanın ebcetsel sayı değeri:662/438244
HALIK
Yaratıcılığının ve yarattıklarının sınırı olmayan bütün kaza ve kaderi yaratan Allah demektir. Bu esma araştırma geliştirme işiyle uğraşan bilim insanları için esin ve keşif kaynağıdır. Bilim adamları bu esmaya devam ederlerse pek çok projeler ortaya çıkarırlar. Sanat adamları için de bu esmanın çok büyük yararları vardır. İyileşmesi müşkil olan maddi manevi hastalıkların şifası, kalbin nurlanması ve ledün bilgisi elde etmek için de bu ad çok etkilidir. Bu adı anmaya devam edenler yaratılan şerlerden kurtulup selamette kalırlar. Çocukları olmayan aileler bu ada devam ederlerse çocuk sahibi olacak sebeplere ulaştırılırlar. Sırları sezmede, kaybolan yitiğin dönmesinde adın tecellisi önemli bir işleve sahiptir. Ebcetsel sayı değeri:731/534361
BARİ'U
Her şeyi çok değişik biçimde yaratan Allah demektir. Bilim insanlarına ve sanatkarlara yararlı olan bir addır. Özellikle tıp doktoru olanların bu esmayı çalışmalarında çok büyük sırlar var. Bu ismi çalışan doktor hastalarını iyileştirmede oldukça başarılı olur. Buna kendisi bile hayret eder. Esmanın tecellisiyle hasta seri bir şekilde iyileşir. Uzun süre iyileşemeyen hastalar bu isme devam ederlerse şifa bulurlar. Bu isme devam edenlerin sıkıntıları sevinç ve ferahla değiştirilir. Esmanın ebcetsel sayı değeri:213/45369
MUSAVVİR
Her mahluku ezeli hikmetinin gereği suretlerle yaratan Allah demektir. Bu isme devam eden sanatkarlar ve araştırmacılar oldukça başarılı sonuçlar alırlar. Düşmanlığı dostluğa döndürmek için bu esma oldukça etkilidir. Sık sık düşük yapan kadınlar, bu esmaya hamilelikleri boyunca devam ederlerse Musavvir olan, düşüğe fırsat vermez. Musavvir esması bu isim hürmetine adı anana bol rızklı güzel ahlaklı bir çocuk armağan eder. |
|
|